Sonsuz Aşk, yitip gitmiş ya da gitmekte olana, yeniden
gelmekte olan hüzne ve umuda, büyük tutkuların ve küçücük
anların kol kola akışına yakılmış grafik bir ağıt. Çizer, şahsi ve
gayrişahsi anlatıların kavşağındaki bir anlatıcıya dönüşürken
‘’gerçeğe’’ saplanıp kalmamasıyla benzerlerinden ayrılıyor ve
art arda gelen haikuvari hikâyelerinin merkezine salt
gözlemlenebilir olanı değil, hissettiğini, hislerle aktarılabilir
olanı da şiirsel biçimde yerleştir ...