"Anlatıyorum, öyleyse varsın."
Kadın, "bunaltıcı düşlerden uyandığı" bir sabah, hiçliğe dönüşmüş olarak buldu kendini. Artık bir adı
yoktu, düşüncesi, benliği, arzusu yoktu ama bir rahmi vardı. Yaşamını kolonilere sürülmeden,
öldürülmeden, Damızlık Kız olarak sürdürmesini sağlayan rahmi. Artık âşık olmayacaktı, sevmeyecekti,
onaylanmış bir dilin ötesine geçmeyecekti. Duvarlara asılmış sıra sıra cesetler, tek gerçeğin savaş ve
üreme olduğunu hatırlatıyordu. Özgürlük hatır ...